İTO Başkanı Avdagiç: İhracat hedefleri için döviz kuru gerçekçi olmalı
İTO Lideri Avdagiç, gazetecilere yaptığı açıklamada ekonomide öne çıkan konulara ve iş dünyasının beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Daha önce krediye erişimde sorunlar yaşandığını hatırlatan Avdagiç, artık kredilerin yüksek maliyetinin konuşulmaya başladığını söyledi.
Avdagiç, “Enflasyonda istenilen bir düşüş eğilimi oluşmadığı sürece kredi faizlerindeki düşüşün hem Türkiye hem de dünya ekonomik gerçekleri açısından karşılığı olmadığını iş dünyası olarak çok net biliyoruz. Enflasyonu tek haneye indirmemiz gerekiyor. Çok hızlı bir şekilde, tek haneli rakamlara indikten sonra “O zaman kalıcı olması, hatta düşmesi gerekiyor. Şu anda yüzde 9-9,5 bile yüksek bir oran.” ifadelerini kullandı.
Enflasyonla mücadelede en büyük riskin dış etkenler olduğuna dikkat çeken Avdagiç, şöyle konuştu:
“Bu coğrafyada sürekli farklı gelişmeler yaşanıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı nereye evrilecek? İsrail’in bu saldırgan tutumu nereye kadar devam edecek? Buna göre Kızıldeniz’deki süreç nereye evrilecek? Yaklaşan ABD seçimleri önemli. Petrol fiyatları, doğalgaz fiyatları… Dolayısıyla önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon riski dış etkenler. İçerde enflasyona ilişkin belirlenen politika dengeli bir şekilde devam ediyor. Bu konuda bazı revizyon taleplerimiz olsa da çerçeve olarak işliyor. Büyük resim olarak kendi içinde belirlenmektedir.Bundan sonra Türkiye açısından enflasyon, amacın sapmasına neden olabilecek en önemli risk dışsal riskler olabilir.
Mesela Kızıldeniz meselesinin Türkiye açısından avantajları ve dezavantajları var ama bunun etkileri ve bu olayın karşılanması ne olacak? Burada bir belirsizlik var, parçalar yerine oturmuyor. Umudumuzu kaybetmiyoruz. İş dünyasının temsilcileri olarak hiçbir zaman umutsuz olma lüksümüz ve niyetimiz yoktur. İş dünyasının daha hızlı ve etkin ilerlemesi için gerekli konuları muhataplarımız, Bakanlarımız, ilgili kurumlar ve yerel yönetimlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Bunlarla ilgili analizler üretmeye çalışacağız. “
‘Sadece enflasyon, TCMB ve finansmana erişim radarımızda yok’
Avdagiç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eski Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın görev süresi boyunca hem genel hem de birebir toplantılarda birçok konuyu kendisine ilettiğini ve net ilerleme kaydettiklerini vurguladı. Daha önce kamuoyuna açıklamadıkları pek çok konuda ise TCMB Başkanı Fatih Karahan ile birebir sürecin devam edeceği belirtildi. bildirdi.
Bu pozisyonda olanların iş dünyasının taleplerini dikkate aldıklarını belirten Avdagiç, “Tüm Bakanlıklarla iletişim kanallarımız açık, sorunlarımızı iletebiliyoruz. İş dünyasının karşı karşıya olduğu süreçlerde işgücüne erişim gibi birçok konu var” dedi. Yabancı konuklarımızın istihdam politikalarının gözden geçirilmesi gündemimizde. Radarımızda sadece enflasyon, TCMB ve finansmana erişim yok.” “Birçok farklı alanda birçok konuyu yetkililere ulaştırıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
‘Türkiye ihracatla ilgili hedeflerine ulaşmaktan asla çekinmemeli’
Avdagiç, değerlendirmesinde iş dünyasının en acil çözüm beklediği konulara da değindi ve şöyle devam etti:
“En önemli konu, Türkiye’nin asla ihracata yönelik hedeflere takılıp kalmamasıdır. Bunun için en önemli konulardan biri de döviz kurunun gerçekçi olmasıdır. Burada döviz kuru yükselsin, düşsün demiyorum. Kanaatimce döviz kurunun gerçekçi olmasının en önemli göstergesi enflasyondaki artış ile döviz kurundaki artış arasındaki farktır.” Diyelim ki 2023 yılına dolar bazında 19 lirayla başladık ve yaklaşık 29 lirayla bitirdik ama bu yıl her ay yaklaşık 0,9 liralık bir artış var. Ancak aritmetik olarak bu pek gerçekleşmedi. Dolar 5-6 ay 19 liraya kadar çıktı, sonra çok hızlı yükseldi. 27-28’e çıktı. Önceki dönemlerde de benzer hızlı yükselişler yaşanmıştı. Dolayısıyla iş dünyasındaki ani döviz değişimlerine karşı genlerimizde hâlâ bir savunma mekanizması var. Bu beklentinin ortadan kalkması çok önemli çünkü buna bağlı olarak insanlar birikimlerini daha çok TL cinsinden harcıyor. Onu da değerlendirecekler.
‘Beklentimiz makul ve dengeli bir döviz artışı’
Şu anki beklentimiz makul ve istikrarlı bir döviz artışıdır. Burada enflasyon her zaman yüzde 40 ise, döviz kuru yüzde 40 olmasa da yüzde 36 arttığında korelasyonun bozulmadığı tahmin ediliyor. Biz bu çizgideyiz. Bana göre ‘Kur bu kadar olmalı’ ifadesi tehlikelidir. Dövizin 30 lira olduğu yerde 40-45 lira olması lazım demek çok ciddi bir sıçrama demektir. Hem hızlı yükseliş hem de hızlı iniş sizi çarpacak. Bu nedenle gerçekçi, istikrarlı ve enflasyonla korele bir döviz kuru istiyoruz. “Asla rakamları söylemiyoruz ve bunun gerçek olduğunu düşünmüyorum.”
‘Türkiye’ye giden dövizden daha fazla döviz gelmeli’
İş dünyasının acil çözüm aradığı ikinci konunun ise ithalatın cazip hale getirilmemesi olduğuna dikkat çeken Avdagiç, ihracatın dengeli bir şekilde büyümeye devam edebilmesi için ihracatın ithalatı karşılama oranının sürekli olarak yüzde 80’in üzerine çıkarılması gerektiğini söyledi. ithalatın makul düzeyde yatay kalması, hatta düşmeye devam etmesi. .
Avdagiç, “Geriye kalan yüzde 20’yi turizm ve hizmet ihracatıyla karşılayıp dengeyi sağlamamız gerekiyor. Çözüm bekleyen üçüncü konu ise yerli kaynakların etkin ve doğru yönlendirilmesi. Çünkü bu konudaki algıyı ve beklentiyi doğru yönetemezseniz, İnsanlar dövizde kalmaya devam edecek. Tasarrufları Ama bankalarda ama yastık altındaki dövizde kalmaya devam ediyor. Günün sonunda Türkiye’ye giden dövizden daha fazla döviz gelmesi lazım. 2023’ü kapattık. 100 milyar dolar hizmet ihracatı var ama hizmet ithalatı 51 milyar dolar seviyesinde.İhracatçılarımız neden yabancı lojistik firmalarını tercih ediyor?”Bunlara cevap bulmamız lazım.” değerlendirmesini yaptı.
‘Genç nesli iş dünyasına dahil etmemiz gerekiyor’
Bazı sektörlerde yaşanan ‘personel’ sorununa dikkat çeken Avdagiç, şunları söyledi:
“Türkiye’de ‘ne işte ne de okulda’ olan gençlerin sayısı AB’dekinin 2,5 katı, 3 milyona yakın gencimiz ne işte ne de okulda. Ne yaparsak yapalım bunların 1 milyonu Türkiye’de ne işte ne de okulda olan 3 milyona yakın genç istihdam ediliyor.” Bu genç nesli iş dünyasına çekmemiz gerekiyor ama girişimci olarak ama çalışan olarak, sanayi ve ticarette çalışan çalışanlar olarak. Eğitimli çalışan sayımızı hızla arttırmalıyız. Mesela Tuzla tersaneleri bölgesindeki kaynakçılar günde 100 dolar alırken şimdi 200 dolar talep ediyor. Artık süreç Uzak Doğu’dan Türkiye’den kaynakçı getirme noktasına geldi ama çocuklarımızı yetiştirip bu işte çalıştıramıyorsak sistemi gözden geçirmemiz gerekiyor demektir. Yeni Bakanımız süreci Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) aracılığıyla sürdürüyor. MESEM’lerin olumlu ve olumsuz sonuçlarını bugüne kadar yaşanan deneyimlerden yola çıkarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. “Bunu hızla geliştirmemiz lazım. Buradan iyi bir çıktı almamız lazım. Tarihsel genlerimizde olan kalfalık ve çıraklık yapısını yeniden hayata geçirmemiz lazım.”
İTO Lideri Avdagiç, verginin tabana yayılması konusuna da değindi. Bunun iş dünyasına yeni bir yük getirmeyeceğini belirten Avdagiç, bu konuda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yüzde 100 anlaştıklarını söyledi.